14 Ağustos 2006

Osmanlıca Karakter Seti

Pardus geliştiricileri, bir karakter seti olmadığı için bilgisayar ortamında varlığını sürdüremeyen Osmanlıca için harekete geçmiş.

Osmanlıcanın bir karakter setine sahip olacağını duymak güzel, ama en önemli konu Ali Işıngör‘ün yazısında bahsettiği gibi bugüne kadar 700 yıllık tarihimize ait belgelerin bilgisayar ortamına aktarılması konusunda bir çözüm bulunmamış olması.

13 Ağustos 2006

Arama motorları ‘küçük’leri kolluyor

Arama motorlarının küçük sitelere aranan sözcüğe göre normalden daha yüksek oranda kullanıcı aktarabildiği ortaya çıktı.

ABD’de Indiana Üniversitesi’nde bilgisayar mühendisi Filippo Menczer, internette büyük ve popüler sitelerin daha çok ziyaretçi çektiğini, ancak küçük sitelerin de arama motorlarından internetteki ölçeklerine göre daha fazla yararlandıklarını savunuyor. Küçük sitelerin öne çıkması için yapılan aramanın daha detaylı ve zor bulunur olması gerekiyor.

Arama motorları, aramalarda internette en çok linklenen ve en çok tıklanan sitelere öncelik veriyor. Bu yönlendirme metodu, popüler ve büyük sitelere avantaj sağladığı ve internette bir hiyerarşi yarattığı savıyla eleştiriliyor. Çünkü, arama motorlarına güvenerek kullanıcılar büyük sitelere giriş yaptığından, bu siteler daha da çok kullanıcı çekerek büyüyor. Böylece büyük siteleri sürekli büyüten bir döngü oluşuyor.

‘GOOGLEARŞİ’ DİYE BİR KAVRAM VAR

İnternet çevrelerinde bu duruma ‘Googlearşi’ veya Google hiyerarşisi adı veriliyor. Arama motorlarının kullanıcıyı yönlendirme metodlarını eleştiren uzmanlar, büyük sitelerin çok büyümesinin online ticareti olumsuz etkilediğini, kullanıcıyı daha ucuz mal satan küçük sitelerden uzak tuttuğunu belirtiyor.

İNTERNETTE KÜÇÜK BALIK DA HAYATTA KALABİLİR

İnternet gözlem şirketi Alexa’nın verilerine dayanan araştırmasında Menczer, arama motorlarının küçük sitelere internetteki ziyaretçi ölçeklerine ters orantılı olarak kullanıcı yönelttiğini savunuyor. Menczer’in araştırmasına göre, arama motorları matematiksel olarak gerçekten de büyük siteleri öne çıkarabiliyor. Ancak, kullanıcıların aramaları son derece kişisel ve spesifik olabildiğinden, gerekirse küçük sitelerin içeriği ile eşleşebiliyor. Diğer bir deyişle, aramalar detaylandıkça küçük sitelerin şansı da artıyor.

DETAYLI ARAMADA KÜÇÜK SİTE DAHA ŞANSLI

İnternetteki tüm aramalar sadece 10 genel sözcükten ibaret olsaydı, büyük siteler öne çıkardı. Ancak yapılan milyonlarca aramadaki yüzbinlerce spesifik arama, küçük sitelerin öne çıkmasını sağlıyor. Örneğin, Google’da ‘apple’ araması yapıldığında bu sözcükle özdeş en büyük site olan Apple bilgisayar şirketinin sitesi birinci sırada yeralıyor. Ancak, örneğin, bir elma türü veya elmayla ilintili daha spesifik bir sözcük girildiğinde arama motoru ilgili küçük siteyi başa çekiyor.

ntvmsnbc

05 Ağustos 2006

Kingston’da taşınabilir eğlence merkezi alanına girdi

Bellek üreticileri birer birer MP3 çalar ve benzeri ürünlere de ellerini atıyorlar. Uzun süredir MP3 çalar da sunmakta olan GeIL, TwinMOS ve Sandisk’e ek olarak Kingston da kendi medya oynatıcı cihazını tanıtmış durumda.

Yeni ürün Kingston K-PEX 100 ismini taşıyor ve 9.4 x 4.5 x 1.4 cm boyutlarında. 65 gramlık cihazın üzerinde 2″ boyutlu bir LCD ekran var, ekranın çözünürlüğü 220 x 176 piksel. Bilgisayarınıza USB 2.0 üzerinden bağlanan ürün MPX formatındaki videoları gösterebiliyor (AVI vs. formatların önceden dönüştürülmesi gerekiyor), MP3, WMA, OGG gibi ses formatlarını çalabiliyor, JPEG resimleri ve ayrıca text dosyalarını da görüntüleyebiliyor.

Bellek kapasitesi 1 ya da 2GB olarak seçilebilen cihazın üzerinde ek olarak miniSD kartlar için de bellek yuvası var ve böylece kapasite arttırılabiliniyor.

Cihaz her ne kadar ilginç olsa da, ekran çözünürlüğünün ve videoları önceden dönüştürme gerekliliğinin kullanıcılara pek cazip gelmeyeceğini düşünüyoruz. Ürün için henüz bir fiyat belirtilmemiş.

http://www.darkhardware.com/modules.php?op=modload&name=News

BENQ’dan dünyanın ilk HD HDMI destekli LCD

2002 yılının Nisan ayında Sony, Panasonic, Hitachi, Thomson ve Toshiba’nın bir araya gelerek geliştirmeye başladığı ve destekleyen cihazlar arasında sıkıştırılmamış ses ve görüntü aktarımı yapılabilmesine olanak sağlayan HDMI arabirimi gittikçe yaygınlaşıyor. HDMI destekli ekran kartlarından sonra LCD’ler de duyurulmaya başlandı. LCD monitörler de ilgi çekici modeller ile atılım içerisinde olan BENQ, düyanın ilk HD HDMI destekli LCD monitörünün satışına başlıyor.

BENQ’nun satışına başlayacağı yeni modeli olan FP241W, 24 inc’lik devasa WUXGA ekranıyla dikkat çekmekte. Monitör 1920 x 1200 gibi LCD monitörler açısından oldukça iyi sayılabilecek çözünürlük değerlerine sahip. Günümüz’ün en yüksek HD görüntü standardı olan 1080p (1080 sayısı düşey çizgi çözünürlüğü anlamında kullanılır. Yanındaki p harfi ise “progressive scan/non-interlaced anlamlarında kullanılır.)’ye tam destek veren monitör, 1000:1 kontrast oranı ve 500cd/m2 parlaklık değerlerine sahip. Ayrıca BENQ FP241W’nin her ne kadar 4 ve 2ms gibi daha düşük değerleri sunabilen LCD monitörler olsa da 6ms gibi oldukça düşük tepki süresine sahip. BENQ 6ms gibi düşük tepki süresini AMA (Advanced Motion Accelerator - Gelişmiş Hareket Hızlandırıcı) adını verdiği teknolojiyi kullanarak elde ediyor. LCD monitörler için standart cevap verme süresi her pixel’in siyahtan beyaza veya beyazdan siyaha dönme süresini belirtir. Ancak özellikle film ve oyunlar gibi uygulamalar renkleri gri’nin farklı tonlarını kullanarak oluştururlar. Bu sebeple siyahtan beyaza dönme süresi yüksek olsa bile bu oyunlarda ve filmlerde çok yüksek hız anlamına gelmiyor. Herhangi bir iki ton arasında griden griye geçiş süresi gerçek performansı belirler. İşte bu noktada BENQ, AMA teknolojisi ile tüm renkler arası geçiş süresini oldukça hızlandırıp tepki süresini düşürdüğünü belirtiyor.

567×248x474.2mm gibi boyutlara ve 10,6Kg ağırlığa sahip olan monitör 178 derecelik görüş açısına sahip. BenQ FP241W’yi ayrıca dikey olarak çevirip “Portre” modunda kullanabilmek te mümkün. Ayrıca monitör üzerinde USB, DVI-D, S-Video, Composite gibi değişik bağlantı alternatifleri de bulunmakta. Tabi monitörü önemli yapan özellik ise HDMI girişine sahip ilk monitör olması. Bu sayede daha önce Sapphire ve PowerColour gibi markaların duyurusunu yaptığı HDMI destekli ekran kartları ile birlikte kullanılarak yüksek görüntü kalitesi elde edilebileceği belirtiliyor. PIP (piture-in-picture) özelliğine de sahip olan monitör aynı anda 2 farklı kaynaktan görüntü alabilmenizi sağlayabiliyor.

Ağustos ayında satışına başlanması planlanan BenQ FP241W’nin yaklaşık 900$’lık bir fiyat etiketine sahip olması bekleniyor.

Gigabyte’tan dünyanın ilk çoklu dil desteği veren PDA telefonu

Özellikle kaliteli anakartları ile tanıdığımız Gigabyte da Asus gibi cep telefonu üretimine başladı. Duyurusunu yeni yaptığı dünyanın ilk çoklu dil desteği veren pocket pc telefonu ile Gigabyte oldukça iddialı geliyor.

Gigabyte gSmarti128′in özellikleri arasında en dikkat çekici olanı telefonun verdiği çoklu dil desteği. 98 farklı ülke’nin diline destek veren telefon çoklu dil desteğine sahip bir browser ve dosya gösterimciye de sahip. Ayrıca telefon üzerinde AltaVista’nın Babel Fish fonksiyonu da gelmekte. Bu sayede telefon kolayca dilden dile çeviri desteği de sağlayabiliyor. İşletim sistemi olarak en güncel Windows Mobile olan Windows Mobile 5.0 (AKU2)’yi kullanan telefonda yine Microsoft’un mesajlaşma ve güvenlik paketi (MSFP) de gelmekte. Bu sayede e-mailleri güvenli bir şekilde telefon’a aktarmak mümkün. Telefon özellikleri arasında dikkat çeken bir başka fonksiyon ise Filtre özelliği . Bu özellik ile telefon üzerindeki block list’e ekleyeceğiniz kişilerin sizi aramasını engelleyebilir yada telefonun özel bir melodi ile sizi haberdar etmesini sağlayabilirsiniz. Gigabyte gSmarti128′in iddialı olduğu noktalardan biri de Back-Up özelliği.Telefon Pocket-Ghost fonksiyonu ile önemli veri ve kişisel bilgilerinizin imajını alıp hafıza kartı üzerinde saklayabiliyor. Gigabyte gSmarti128 ile tv yayınlarını (NTSC/PAL) alabilmeniz ve radyo dinleyebilmeniz (FM) de mümkün. Tv yayınları için telefonun üzeride ki 2.4 inc’lik 262K dokunmatik TFT LCD ekran’ın oldukça başarılı olduğu belirtiliyor. Favori tv kanal ve radyo istasyonlarını da ayrıca düzenleyebiliyorsunuz.

Telefon’un diğer teknik özellikleri de oldukça dikkat çekici. 106.6×53.2×19.8mm boyutlara ve 130gr ağırlığa sahip olan telefonda İşlemci olarak, Intel’in 416Mhz PXA272 modelini kullanıyor. Kısa süre önce Intel, cep telefonları, pocket pc’ler, Blackberry ve PALM’in de kullandığı PXA işlemcilerini üreten ve şimdiye kadar yaklaşık 10 milyar$ yatırım yaptığı departmanını, anakartlardaki değişik kontrolcülerinden tanıdığımız Marvell firmasına sattı. Bunun sebebi olarak Intel, Symbian işletim sistemli smart phone’lar yüzünden küçülen pazarı göstersede, tamemen cpu’lara odaklanabilmek için bu bölümü sattığı söyleniyor.

Telefon bağlantı özellikleri açısından da oldukça zengin. WLan 802.11b+g, Bluetooth, GPRS, USB 1.1 ve Infrared üzerinden telefonu değişik kaynaklara bağlayabilmek mümkün. Gigabyte gSmarti128′in üzerinde dahili olarak 128mb rom, 64mb de ram bellek gelmekte.Telefon’u hafızası’nı MiniSD kart takarak genişletebilmek te mümkün. 2.1 mpx’lik digital zoom’lu kamera ile video ve resim çekebiliyor. Telefon MP3 ve WMA dosyalarını da çalabiliyor. Ayrıca Gigabyte gSmarti128′in 3.5 saate kadar konuşma, 125 saate kadar da bekleme süresi var. Yazılım olarak telefonun içinde Microsoft’un neredyse tüm uygulamaları gelmekte. Pocket MSN’den Office uygulamlarına kadar kullanıcıların ihtiyaç duyabilceği tüm yazılımlar var.

Duyurusu yeni yapılan Gigabyte gSmarti128′in piyasaya çıkış tarihi ve fiyatı hakkında henüz resmi bir bilgi bulunmuyor.

Dell XPS M2010 - Dell taşınabilirliğin sınırlarını zorluyor

Dizüstü bilgisayarlar sınırlı sabit disk kapasiteleri, ekran büyüklüğü ve performansları ile hep yardımcı bilgisayar rolünde kaldılar. Bu standartları değiştirecek birkaç model piyasaya çıktıysada şimdiye kadar böylesini muhtemelen görmemişsinizdir. 20″ geniş ekranlı, subwooferlı ses sistemi, 2GB toplam sistem belleği ve raid sabit diskler gibi özellikleri ile Dell XPS M2010 dizüstü bilgisayarlara yeni bir boyut kazandırıyor. 8kg civarındaki ağırlığı onun taşınabilirliğini biraz sorgulamamıza neden olsada özellikleri göz önüne alındığında hala portatif kalabilecek kadar güçlü.

Dell XPS M2010′ a ilk baktığımızda gözümüze çarpan devasa 20″ lik geniş lcd ekran. Dell’ in zaten çok kaliteli lcd monitörler ürettiği bilinen bir gerçek ve aynı kalite buradada devam ediyor. 1680 x 1050 çözünürlüğe kadar çıkabilen ekranın üstünde konumlandırlan 1.3 megapiksellik Logitech marka web kamerası da oldukça kullanışlı. Ayrıca Skype VoIP programı da sistemle birlikte hazır yüklü olarak geliyor.


20″ lik devasa lcd ekran ve destek bacağı

Bilgisayarın fiyatı 4500$ civarında olacak. Bu canavarı bu derece pahalı kılan diğer bileşenler ne diye soracak olursanız, Core Duo T2600 (2.16GHz) çift çekirdekli işlemcisi ile şimdiye kadarki en hızlı işlemciye sahip dizüstü. Sistemin grafik yükünü 256Mb belleğe sahip ATI Radeon Mobility X1800 ekran kartı kaldırıyor. 512Mb belleğe sahip 7900Go ekran kartlı dizüstü bilgisyarlar piyasaya çıkmış olsada, diğer bileşenleri sayesinde Dell XPS M2010 performans olarak muhtemelen onların önünde kalacaktır. Fakat yinede bu derece pahalı bir dizüstü sistemde niye X1800 yerine 7900Go ekran kartı tercih edilmemiş diye sormadan edemiyoruz.


Konsolun ortasındaki yuvarlak şeklin altına saklanan optik sürücü ve düğmeleri

Veri saklama görevi 2 adet 7200 devir/dk’ lık 100Gb kapasiteye sahip Hitachi marka disklere emanet. Raid 0 modunda çalışan diskler okuma yazma performansını maksimum düzeyde tutarak dizüstü sistemde masaüstü performansının yakalanmasına yardımcı oluyorlar. Sistemin ana belleği 2 adet 1GB DDR2-667 modülden oluşuyor. Masaüstü sistemlerde bile 1GB yaygın olarak kullanılırken 2GB bellek oldukça fark yaratacaktır.


Bluetooth arabirimi ile bağlanan fare ve klavye

Lcd ekranın alt tarafına konumlandırılan ( 4 adet sağda ve solda ) hoparlörler ve subwoofer, sistemin multimedya ihtiyaçlarını yeterince kaldırabilecek düzeyde. İşletim sistemi olarak Windows XP Media Center Edition 2005 yüklü olarak gelen Dell XPS M2010, ayrılabilen bluetooth klavyesi ve media center uzaktan kumandası sayesinde tam bir multimedya merkezi haline geliyor. Konsolun ortasındaki yuvarlak şekilli bölge, bir touchpad’ i andırsada gerçekte slot-in diye tabir ettiğimiz içeri sürme mantığı ile çalışan bir optik okuyucu. Çift katmanlı “+” ve “-” dahil bütün dvd medyalara kayıt yapabilen optik sürücünün ön tarafında oynatma tuşları konumlandırılmış.


Windows XP Media Center’ ı kontol etmek üzere tasarlanmış uzaktan kumanda

Yapılan performans testlerinde, aynı ekran kartına sahip masaüstü sistemler ile başabaş performans gösteren Dell XPS M2010, diğer uygulamalarda da benzer özelliklere sahip masaüstü sistemler ile aynı düzeyde. Bu kadar güçlü bileşenlere sahip olmasına rağmen, yapılan incelemede güç ihtiyacının standart bir dizüstü bilgisayarın çokta yukarısında olmadığı görülmüş. Zaten tam güçte 2 - 2.5 saat batarya ömrü göstermesi de bunun göstergesi.


Dell tam anlamıyla portatif mutimedya ve performans canavarı yaratmış

Media Center adaptasyonu ve uzaktan kontrol edilebilirliği, 20″ lik dev ekran ile birleşince ortaya dizüstü bilgisayarın üzerinde bir ürün çıkarmış. 4500 dolarlık fiyatı ve 8kg ağırlığı ile kesinlikle farklı bir kesime hitap eden Dell XPS M2010 oldukça ilgi çekecek ve yeni bir akımı başlatacak gibi ( mesela portatif htpc ler ).

01 Ağustos 2006

Bir Ekran Kartında Hem AGP hem PCI-E Slotu

Image

HIS geçtiğimiz günlerde yeni konsept ekran kartı hem PCI-E Slotuna sahip hemde AGP 8X slotuna sahip hibrit X1600Pro sunu tanıttı. Standart olarak 500MHz core hızı ve 128-bit veriyollu 800MHz DDR2 ramlere sahip olan kart aynı zamanda PCI-E modunda CrossFire a destek veriyor. Yakın zamanda AGP kart alıcak ve ilerde PCI-E sisteme geçicek olanlar için güzel bir seçenek olucağı kesin.

LG’den TV yayını alabilen ilk MP3 çalar

http://www.hardwaremanPublishia.com/content/view/744/9/

Nero’da overburn

Nero Configuration/Özellikler menüsünü açın.
Oradaki “yellow marker(min, sec, frm)” yazan yeri 80.00.00 olarak,
altındaki “red marker”yazan yeri 89.00.00 olarak değiştirin.
Sonra üstteki sekmelerden “expert features” yazan yere gelin.
Oradaki “enable overburn ‘disc-at-once’ burning “read the notes below” yazan
yerin yanındaki sekmeye işaret koyup hemen altındaki “maximum CD length”
yazan yeri 89.00.00 olarak değiştiriyorsun ve uygula ardından tamam diyerek
çıkın.Daha sonra CD yi yazmada son adım olan hız seçme bölümündeki iki tane
işaretli halde olan kutucuğun işaretini kaldırın.Sonra alttaki “more” yazısına
tıklayıp “track-at-once” yazan yeri “disc-at-once” olarak değiştirin.
Son olarak yazma hızı olarak en düşük hızı seçip yazma işlemini başlatın.
Bütün işlemleri doğru yaptıysanız “write overburn CD” diye bir uyarı çıkacaktır.
O yazıya tıkladığın andan yaklaşık 10 dakika sonra CD kullanıma hazır olacaktır.